9 Aralık 2013 Pazartesi

Kariyer Sokağı 3.İletişim Zirvesine Katılacağım!

29 Aralıkta Kariyer Sokağı tarafından düzenlenen 3. İletişim Zirvesine katılacağım. Tabii etkinliği düzenleyen kişi güzel olunca etkinlikte güzel olur sanırım yani olur galiba. Bu arada mutlaka kayıt yaptırmalısınız aksi takdirde 4 adet muhteşem sertifikaya sahip olamayabilirsiniz! Kayıt içinde Esma Çakırbey'e (0531 721 63 00) adınızı ve soyadınızı yazdırmalısınız. Şimdiden hayırlı olsun... :)

Etkinlik Bilgileri:


Kariyer Sokağı Geleneksel İletişim Zirvelerinin üçüncüsüyle İstanbul’da! Her yıl Kariyer Sokağı tarafından düzenlenen İletişim Zirvesi bu yılda sizlerle… Kariyer Sokağı İletişim Zirvesi’nin bu yıl düzenleyeceği etkinlikte özgüven ve etkili iletişim, diksiyon ve hitabet ve motivasyon teknikleri konuları işlenecektir. Konularında birbirinden uzman kişilerin katılacağı Kariyer Sokağı İletişim Zirvesi 29 Aralık 2013 tarihinde Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde gerçekleşecektir. Her katılımcıya 4 Adet Başarı Sertifikası verilecektir.
Kariyer Sokağı 3. İletişim Zirvesine Kimler Katılacak?
İstanbul İletişim Zirvesinin bu yılki konukları Erdal DEMİRKIRAN, Erdoğan ARIKAN, Ali GÜLKANAT ve Onur Konuğu olarak Can KAKMACI katılacaktır.
Erdal DEMİRKIRAN özgüven ve etkili iletişim ile ilgili bilgilerini, Erdoğan ARIKAN diksiyon ve hitabet ile ilgili bilgilerini ve Ali GÜLKANAT motivasyon teknikleri ile ilgili bilgilerini katılımcılara aktaracaktır.

Kariyer Sokağı 3. İletişim Zirvesi Nerede ve Nasıl Katılırım?

29 Aralık 2013 Saat: 11-18 arasında Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde düzenlenen etkinliğe katılmak için hemen kayıt olmalısınız.
Etkinliğe hemen kayıt olmak için aşağıda bulunan numarayla iletişime geçip isminizi yazdırmanız gerekmektedir.
Kayıt için:

Esma Çakırbey – 0531 721 63 00

14 Mart 2013 Perşembe

zaman mı değişen?

Suskunlar dizisini izleyen bilir kimi zaman Ahmet Kaya şarkılarıyla gündeme geliyordu kimi zaman ise muhteşem bölüm finalleri ile bazen de duygusal konularda insanların gönlünü kazanıyordu. Bir zamanlar izlediğim de bir şey hissetmediğim sahne bugün karşıma çıktı. Zamanında bi’ bok anlamadığım karelerden şimdi binlerce anlam çıkarabiliyorum. Neden böyle oluyor ki hayatta? Bazen bir şey anlamadığın andan üzerinden uzunca zaman geçmesinden sonra neden bir şeyler anlayabiliyorsun? Zaman mı değişiyor? İnsan mı değişiyor? Elbet zaman değişiyor o tartışılmaz bi’ kavram. İnsan da değişiyor bence. Sevebiliyor, nefret edebiliyor, hayatın değiştirebiliyor, hasta olabiliyor… olabiliyor da olabiliyor. İnsanlar işte neler yaşayacağını bilmeden yaşıyor. Bu sahneyi merak mı eder oldunuz? İşte o mükemmel sahne…

 Dayanılmıyor değil mi? Nefes alıyor karşında Uzansan, dokunamıyorsun. Böyle tutup demek istiyorsun. “Sensiz öleyim lan ben!” demek istiyorsun, diyemiyorsun. Ama en kötüsü sen ona bakıyorsun o başkasına…

 

29 Ocak 2013 Salı

Yazmayalı uzunca zaman olmuş...

Merhaba Hanım Hanım!
Yazmayalı uzun zaman oldu biliyorum. Seni aksattım... Her zamanki gibi bahaneler işte “işler güçler” yazmamak için hep bi’ bahanenin ardına saklanıyorum. E bazen de haklıyım. İşlerimden dolayı yazamıyorum.  Sanırım oradan çok iş kolik görüldüm ama öyle bu aralar işlerim gerçekten iyi her şey yolunda gitmeye devam ediyor. Yakında güzel şeyler olacak eminim.
Sana yazmadığım zamanda neler yaptım? Başımdan neler geçti? Onlardan bahsetmek isterim. En son yazımı 6 Ağustos’da yazmışım. Vay be! Ne kadar uzun süre. Yaklaşık olarak 6 ay gibi bir süre geçmiş çokça uzun bir süre. Başlayalım bakalım anlatmaya 6 ayda neler yapmışım hem böylelikle bi’ öz değerlendirme de yapmış olurum.
Yazın çalışmış olduğum ajanstan, okulumun olmasından dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Ajansta çalışmak gerçekten çok iyiydi. Oradan edindiğim bilgileri okul hayatımda birleştirerek bazı derslerde başarılı oldum diyebilirim. Çoğu kişinin zorlandığı derste hayal gücümü kullanarak güzel şeyler başardım. Sanırım bu Perşembe (31 Ocak 13) eski çalışmış olduğum ajansa uğrayacağım.  
Okuluma gelecek olursak dersler her zamanki gibi güzel gidiyor. :P  Şuanda tatildeyiz. Okuldaki bizim bölümün kulübüne katıldım ve orada yönetim kurulundayım. Grafik tasarım bilmememe rağmen afişleri ben tasarlıyorum saçma sapan oluyor ama güzel oluyor bazen güzel fikirler bulabiliyorum bazen ise saçma oluyor. Yeni arkadaşlar edindim. Yeni insanlar tanıdım güzel şeyler oldu işte okul açısından bakacak olursak. Bazı derslerden nefret ediyorum. Sırf bilgi istedikleri için. Neyse onlara değinmeyeceğim. Sonuç olarak güzel ya okul güzel işe yaramayacak olsa da güzel. Arkadaşlıklar güzel, anılar güzel ve zaman güzel.
İş konusuna değineyim birazcık sonuç olarak şuan çalışmıyor gözüküyorum. Yaşamımı sağlamam için para kazanmam gerekiyor bilirsin ailemden destek almayı sevmem kendi ayaklarımın üzerinde durmayı severim yaklaşık 1 yıldan beride öyleyim sanırım. Şuanda bir ajansın wordpress işlerini yapmaya çalışıyorum bunun sonucunda kendime yetecek kadar bi’ para kazanıyorum bu beni mutlu ediyor. Güzel oluyor gerçekten bak. İnsanın kendi çalıştığı kendinin kazandığını harcaması herkese tavsiye ederim. Ki kazananlar bilir. CSS, PHP ve Wordpress konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Gelelim en sevdiğim noktaya hedeflerim ve projelerim. :) Biliyorsun sevgili blog,  fikir üretmeyi seviyorum. Okulun bu senesinde de epey bi’ fikir ürettim diyebilirim. Şuanda arkadaşlarımla bir fikir üzerinde yoğunlaştık ve onun üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Hedefimiz okulun 2. Dönemi başlayana kadar bu fikri hayata geçirmek umarım başarılı oluruz. Eminim olacağız da! Hani insan olumlu olacak bir şeyi düşününce içinde böyle bi’ çocuksu tavır olur ya heh işte bu projeyi düşünce içimde aynen bu adını koyamadığım şeyden oluyor. Sanırım ilk defa üretmiş olduğum bi’ projede böyle bir şey oluyor. İyi ya iyi. Projeyi gerçekleştirdiğimizde detaylarını buradan paylaşacağım.
2013 yılında güzel şeyler yapmayı hedefliyorum hem iş konusunda hem kendimi geliştirme konusunda İngilizce kursuna yazılacak kadar para biriktirdim sayılır. Yakın zamanda İngilizce kursuna yazılabilir. :) Kurs önerisi olan var mı? diye soracak olsam kimse cevap vermeyecek biliyorum. Çünkü aktif bi’ blog değil. Şubat ayında kurulalı 1 yıl olacak ve içerisinde bu yazıyla birlikte sadece 21 yazı var. Gerçekten çok temel bi’ 2012 geçirmişim. Olsun ama yine de güzel şeyler başardım diyebilirim. Sosyalakademi, ajans deneyimi ve asosyalmedya.net güzel şeylerdi benim için. Hepsinden bir ders aldım diyebilirim.
Neyse yazımı artık bitireyim. Fazla uzun oldu. Toplamdan 520 kelimelik bir yazı. Güzel gelişmeler olursa söz seninle paylaşacağım. Arada sosyal medya ile ilgili yazılarda gireceğim söz.

Hadi Adios!

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Oradan buradan şuradan

Yazmayalı uzun süre oldu.  Son 1-2 haftadan beri yazmak istiyordum ama bir türlü fırsat bulamadım. İş yoğunluğu, ramazan-oruç derken zaman akıp geçti. Dün gece “İşler Güçler” dizisini izlerken bir sahne dikkatimi çekti.  Murat Çemşir’in Ahmet Kural’a karşı yaptığı konuşma belki izlemiş olabilirsiniz. İzlemediyseniz yazının altında paylaşacağım oradan izleyebilirsiniz.

Aslında o adamın konuştukları tamda benim hayatımı anlatıyordu. İşte onu dinledikten sonra bu yazıyı yazmak istedim yaptığım tüm işleri bıraktım sadece yazdım ve düşündüm. Düşündüm de hayatımda ne kadar saçma insan topluluğu varmış. Bunu her geçen gün geçte olsa yeniden anladım.  Güvendiğin yarı yolda bırakmaz dediğin insanlar mı? Arkandan konuşup yanına geldiğinde canım ciğerim diyen insanlar mı? İşi düştüğünde yazan insan mı? dersin işte bu tür boktan insanlardan hayatımda fazlaca var. Sanırım bundan sonra olmayacaklar olmasınlar da zaten. Olaya birde iyi yönden bakmak gerekirse bu tür arkadaşların olması insanı daha da güçlendirebilir. Onların sayesinde kimseye güvenmemeyi, içinde arkadaşlarının olacağı güzel kariyer planları kurmamayı öğrendim. Çok sağolun bana bunları öğrettiniz. 

Biliyorum arkadaş konusunda biraz hassas olabilirim çünkü onlar benim için önemlidir değer veririm onlara. Güvenirim…  Bu yazımda artık arkadaşlarımla ilgili son yazım olacak, onları burada yazıp güçlü yada aciz gözükmeyeceğim. Yada onların istediği şey her neyse onu yapmayacağım. Onlara ihtiyacım olmadan yaşayabildiğimi göstereceğim.  Gerçi zaten yaşıyorum da arada bazıları çıkınca boşluğu hissedilebiliyor.

Neyse beni bu kadar yazdırma konumuna getiren o videoya gelelim. Video aslında çok güzel biraz bu konudan şikâyetçiyseniz sizde izleyebilirsiniz. Video da gözüme çarpan noktalar şunlardır.
“Ben bu hayatta çok çelme yedim Ahmet. Hem de en sevdiklerimden lan. Sıradan insanlar değil yani. Hani dönüp de böyle "Napıyosun lan sen napıyosun lan sen!" diyemeyeceğim kıyamayacağım insanlardı kardeşim. Ben bazen böyle kör olacak kadar çok seviyorum napim. Göremiyorum ki hiçbir şeyi. Karşımdaki canavarlar gözüme o kadar sevimli gözüküyorlar ki kardeşim. Sen onlara bir de benim gözümden baksan... Oğlum ben geçen seneye kadar dünyada gerçekten kötü bir insan olabileceğine inanmazdım ya.”
Burası aynen benim hayatımı anlatıyor.  Aşağıdaki yazıda fena değil.
“Bu bizim hayatımız bu bizim gerçeğimiz lan. Haliyle işte ben de herkese karşı önyargılıyım kardeşim gitti bitti işte oğlum. Etrafımda 3-5 tane adam kaldınız lan ben de o yüzden size sıkı sıkıya sarılıyorum işte. Kardeşim gözünü seveyim bak kendine dikkat et”

Yazının tamamı aşağıdaki gibidir:
Murat Cemcir: Olay Aşkın değil Ahmet'ciğim ya ben hâlâ saflığımdan gol yiyorum ya ona yanıyorum. Hacı abi öyle kolay değil işte ya. Ben bu hayatta çok çelme yedim Ahmet. Hem de en sevdiklerimden lan. Sıradan insanlar değil yani. Hani dönüp de böyle "Napıyosun lan sen napıyosun lan sen!" diyemeyeceğim kıyamayacağım insanlardı kardeşim. Ben bazen böyle kör olacak kadar çok seviyorum napim. Göremiyorum ki hiçbir şeyi. Karşımdaki canavarlar gözüme o kadar sevimli gözüküyorlar ki kardeşim. Sen onlara bir de benim gözümden baksan... Oğlum ben geçen seneye kadar dünyada gerçekten kötü bir insan olabileceğine inanmazdım ya. Yemin ediyorum bak. Ama işte gözümle gördüm, ikna oldum. Sen şahitsin. İnsan işte gerçekten kötü olabiliyormuş kardeşim. Sebep sonuç ilişkisi aramana gerek yok Ahmet. Olabiliyormuş. Aga, canımızı yakarlar kardeşim kendine dikkat et bak. Bunu yaparken de o kadar büyük zevk alırlar ki var ya. Sen ben dönüp orta hakeme bakmayız bile. Niye biliyor musun? Çünkü bizim için o apaçık penaltıdır. Ama onlar oynamaya devam ederler işte. Sen tevazu yaparsın, onlar gerçek zannederler. Sen, aman efendiliğimi bozmayayım onca yaşanmışlık var dersin, onlar pısıyorsun zannederler. Dedim ya kardeşim onlar için bu sadece bir oyun ya. Ama senin benim için öyle değil ki oğlum ya. Bu bizim hayatımız bu bizim gerçeğimiz lan. Haliyle işte ben de herkese karşı önyargılıyım kardeşim gitti bitti işte oğlum. Etrafımda 3-5 tane adam kaldınız lan ben de o yüzden size sıkı sıkıya sarılıyorum işte. Kardeşim gözünü seveyim bak kendine dikkat et Ahmet sen benim için çok değerlisin ya yemin ediyorum bak. Kardeşim diyorum oğlum daha ne diyeyim a. k. ya. Takma sen de kafana böyle şeyleri ya.

İşler Güçler 6. Bölüm Duygusal Konuşma Sahnesi izle

1 Temmuz 2012 Pazar

Hayata Dair ve Söz Vermek!

Uzun zaman oldu yazmayalı. İnsan başından geçen olayları, yaşadıklarını ve anılarını yazınca gerçekten rahatlıyormuş bunu anladım. Yakın zaman içerisinde iş yoğunluğumdan dolayı yazamadım aslında yazmak istiyordum bir türlü fırsat bulamadım ama dün yaşadıklarımdan sonra kendime zaman ayırıp yazmam gerektiğini fark ettim.  Sonuç olarak yazmasaydım büyük ihtimalle kendi kendime saçmalayıp duracaktım, boktan nedenleri kafama takacak olacaktım yani kısacası bok gibi bir hal içerisinde olacaktım.

Nedir beni bu kadar sıkıntıya sokan durum? Aslında bu durum o kadar basit gözükebilir ki ama benim için önemli sayılabilir.  Yakın zaman içerisinde bir blog kurmayı planlıyorduk. Hani biz öğrenciyiz ya kendimize ait bir şey olmasını istedik ve biz bir şeyler başardık bak demek için bir blog macerasına giriştik. 3 arkadaş ile bu işe başladık gerekli görev dağılımları yapıldı. Sözde herkesin kendi üzerine düşen görevi yapması gerekiyordu.  Sonuç olarak gruptaki kişiler üzerlerine düşen görevi yapmadıkları için bu işten vazgeçtik işte bu yüzden birkaç günden beri canım sıkkın.  Asıl canımı sıkan şey bu değil sonuç olarak ilk girişimimiz başarısız olabilirim. Olabiliriz. Önümüzde uzun yol ve başka insanlar var onlarla belki başarılı olabiliriz.

İnsanlara bildiğim her şeyi anlatmak için bir gün bir saat ayırıyorum üstelik onlara 2 gün öncesinden müsait misin diye soruyorum, konuyu benim anlattığım halde. Sonuç olarak onlardan “EVET” yanıtını alıyorum.  Sonuç olarak onlar bana bir söz vermiş oluyor.  Benim için verilen sözlerin ne kadar değerli olduğunu bilmedikleri için o sözleri diledikleri gibi iptal, diledikleri gibi erteliyorlar. “Hani ben andorid yapılı bir insanım ya, onların dedikleri hergün nette olurum, onlar paşa ya onur gelir hergün anlatır! Onur onların uşağı ya gelir bekler anlatır onlarda dinler sonra defolup gider. “ Mantığı ile hareket ettikleri için bu sözleri ertelerler ya da iptal ederler.  İşte bu sebepten dolayı blog işini bırakmaya karar verdim. Sonuç olarak ben bir şeylerden fedakarlık gösteriyorum, gerekirse ailemden işimden boş zamanlarımdan. Ama onlarında bu yapmasını istiyorum. Eğer ki karşımdaki kişi bunları yapmıyorsa ben o işte olamam sonuç olarak aynı haklara sahibiz.
Aslında bu söz olayı 2 haftadan beri devam ediyor. İş yaptığım arkadaşlarım sonuç olarak çok meşgul ve yaptığımız şeyi hobi olarak gördükleri için bir türlü hafta sonları vakit ayıramıyorlar.  Onur da salak ya her hafta sonu bunları bekler durur. Konu anlatacak ya sırf blogları için.  Yapacağı tüm işleri erteler, dışarı çıkmaz yeri geldiğinde, ailesiyle geçireceği zamanı onlara ayırır sırf anlatmak için. E birde onurun bu durumları önemsizdir ya onun bir ailesi yoktur. Dinlenmeye ihtiyacı yoktur. Tüm hafta boyunca çalışmıyordur ya sonuç olarak anlatabilir demi?  Birinci hafta olmadı ya ikinci hafta bekler onur ne olacak demi? İşi gücü yok nede olsa! 

İşte bu yüzden verilen sözlerin tutulmamasından, benimde bir hayatımın olduğunun farkına varılmamasından sıkıldım. İnsanların bana vermiş oldukları sözleri tutmamasından sıkıldım. Benim fikirlerime, bilgilerime göstermedikleri saygıdan sıkıldım. Benim kadar fedakar olmadıkları için sıkıldım…
Bana istediğini yap, hatta küfür bile et. Ama bana vermiş olduğun sözleri tut. Benim fikirlerime saygı duy. Benimde insan olduğumun farkına var…

Yazımı ufak bir sözle ve bir linkle bitirmek istiyorum.
Bizden istenilen bir şeyi yapıp yapamayacağımzı iyi düşünmeliyiz. Bir konu hakkında kendimize güvenmezsek kimseye bu konuda söz vermemeliyiz. Ama söz verdikse, ne yapıp onu yerine getirmeliyiz.


Neyse,
Adios!