29 Ocak 2013 Salı

Yazmayalı uzunca zaman olmuş...

Merhaba Hanım Hanım!
Yazmayalı uzun zaman oldu biliyorum. Seni aksattım... Her zamanki gibi bahaneler işte “işler güçler” yazmamak için hep bi’ bahanenin ardına saklanıyorum. E bazen de haklıyım. İşlerimden dolayı yazamıyorum.  Sanırım oradan çok iş kolik görüldüm ama öyle bu aralar işlerim gerçekten iyi her şey yolunda gitmeye devam ediyor. Yakında güzel şeyler olacak eminim.
Sana yazmadığım zamanda neler yaptım? Başımdan neler geçti? Onlardan bahsetmek isterim. En son yazımı 6 Ağustos’da yazmışım. Vay be! Ne kadar uzun süre. Yaklaşık olarak 6 ay gibi bir süre geçmiş çokça uzun bir süre. Başlayalım bakalım anlatmaya 6 ayda neler yapmışım hem böylelikle bi’ öz değerlendirme de yapmış olurum.
Yazın çalışmış olduğum ajanstan, okulumun olmasından dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Ajansta çalışmak gerçekten çok iyiydi. Oradan edindiğim bilgileri okul hayatımda birleştirerek bazı derslerde başarılı oldum diyebilirim. Çoğu kişinin zorlandığı derste hayal gücümü kullanarak güzel şeyler başardım. Sanırım bu Perşembe (31 Ocak 13) eski çalışmış olduğum ajansa uğrayacağım.  
Okuluma gelecek olursak dersler her zamanki gibi güzel gidiyor. :P  Şuanda tatildeyiz. Okuldaki bizim bölümün kulübüne katıldım ve orada yönetim kurulundayım. Grafik tasarım bilmememe rağmen afişleri ben tasarlıyorum saçma sapan oluyor ama güzel oluyor bazen güzel fikirler bulabiliyorum bazen ise saçma oluyor. Yeni arkadaşlar edindim. Yeni insanlar tanıdım güzel şeyler oldu işte okul açısından bakacak olursak. Bazı derslerden nefret ediyorum. Sırf bilgi istedikleri için. Neyse onlara değinmeyeceğim. Sonuç olarak güzel ya okul güzel işe yaramayacak olsa da güzel. Arkadaşlıklar güzel, anılar güzel ve zaman güzel.
İş konusuna değineyim birazcık sonuç olarak şuan çalışmıyor gözüküyorum. Yaşamımı sağlamam için para kazanmam gerekiyor bilirsin ailemden destek almayı sevmem kendi ayaklarımın üzerinde durmayı severim yaklaşık 1 yıldan beride öyleyim sanırım. Şuanda bir ajansın wordpress işlerini yapmaya çalışıyorum bunun sonucunda kendime yetecek kadar bi’ para kazanıyorum bu beni mutlu ediyor. Güzel oluyor gerçekten bak. İnsanın kendi çalıştığı kendinin kazandığını harcaması herkese tavsiye ederim. Ki kazananlar bilir. CSS, PHP ve Wordpress konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Gelelim en sevdiğim noktaya hedeflerim ve projelerim. :) Biliyorsun sevgili blog,  fikir üretmeyi seviyorum. Okulun bu senesinde de epey bi’ fikir ürettim diyebilirim. Şuanda arkadaşlarımla bir fikir üzerinde yoğunlaştık ve onun üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Hedefimiz okulun 2. Dönemi başlayana kadar bu fikri hayata geçirmek umarım başarılı oluruz. Eminim olacağız da! Hani insan olumlu olacak bir şeyi düşününce içinde böyle bi’ çocuksu tavır olur ya heh işte bu projeyi düşünce içimde aynen bu adını koyamadığım şeyden oluyor. Sanırım ilk defa üretmiş olduğum bi’ projede böyle bir şey oluyor. İyi ya iyi. Projeyi gerçekleştirdiğimizde detaylarını buradan paylaşacağım.
2013 yılında güzel şeyler yapmayı hedefliyorum hem iş konusunda hem kendimi geliştirme konusunda İngilizce kursuna yazılacak kadar para biriktirdim sayılır. Yakın zamanda İngilizce kursuna yazılabilir. :) Kurs önerisi olan var mı? diye soracak olsam kimse cevap vermeyecek biliyorum. Çünkü aktif bi’ blog değil. Şubat ayında kurulalı 1 yıl olacak ve içerisinde bu yazıyla birlikte sadece 21 yazı var. Gerçekten çok temel bi’ 2012 geçirmişim. Olsun ama yine de güzel şeyler başardım diyebilirim. Sosyalakademi, ajans deneyimi ve asosyalmedya.net güzel şeylerdi benim için. Hepsinden bir ders aldım diyebilirim.
Neyse yazımı artık bitireyim. Fazla uzun oldu. Toplamdan 520 kelimelik bir yazı. Güzel gelişmeler olursa söz seninle paylaşacağım. Arada sosyal medya ile ilgili yazılarda gireceğim söz.

Hadi Adios!

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Oradan buradan şuradan

Yazmayalı uzun süre oldu.  Son 1-2 haftadan beri yazmak istiyordum ama bir türlü fırsat bulamadım. İş yoğunluğu, ramazan-oruç derken zaman akıp geçti. Dün gece “İşler Güçler” dizisini izlerken bir sahne dikkatimi çekti.  Murat Çemşir’in Ahmet Kural’a karşı yaptığı konuşma belki izlemiş olabilirsiniz. İzlemediyseniz yazının altında paylaşacağım oradan izleyebilirsiniz.

Aslında o adamın konuştukları tamda benim hayatımı anlatıyordu. İşte onu dinledikten sonra bu yazıyı yazmak istedim yaptığım tüm işleri bıraktım sadece yazdım ve düşündüm. Düşündüm de hayatımda ne kadar saçma insan topluluğu varmış. Bunu her geçen gün geçte olsa yeniden anladım.  Güvendiğin yarı yolda bırakmaz dediğin insanlar mı? Arkandan konuşup yanına geldiğinde canım ciğerim diyen insanlar mı? İşi düştüğünde yazan insan mı? dersin işte bu tür boktan insanlardan hayatımda fazlaca var. Sanırım bundan sonra olmayacaklar olmasınlar da zaten. Olaya birde iyi yönden bakmak gerekirse bu tür arkadaşların olması insanı daha da güçlendirebilir. Onların sayesinde kimseye güvenmemeyi, içinde arkadaşlarının olacağı güzel kariyer planları kurmamayı öğrendim. Çok sağolun bana bunları öğrettiniz. 

Biliyorum arkadaş konusunda biraz hassas olabilirim çünkü onlar benim için önemlidir değer veririm onlara. Güvenirim…  Bu yazımda artık arkadaşlarımla ilgili son yazım olacak, onları burada yazıp güçlü yada aciz gözükmeyeceğim. Yada onların istediği şey her neyse onu yapmayacağım. Onlara ihtiyacım olmadan yaşayabildiğimi göstereceğim.  Gerçi zaten yaşıyorum da arada bazıları çıkınca boşluğu hissedilebiliyor.

Neyse beni bu kadar yazdırma konumuna getiren o videoya gelelim. Video aslında çok güzel biraz bu konudan şikâyetçiyseniz sizde izleyebilirsiniz. Video da gözüme çarpan noktalar şunlardır.
“Ben bu hayatta çok çelme yedim Ahmet. Hem de en sevdiklerimden lan. Sıradan insanlar değil yani. Hani dönüp de böyle "Napıyosun lan sen napıyosun lan sen!" diyemeyeceğim kıyamayacağım insanlardı kardeşim. Ben bazen böyle kör olacak kadar çok seviyorum napim. Göremiyorum ki hiçbir şeyi. Karşımdaki canavarlar gözüme o kadar sevimli gözüküyorlar ki kardeşim. Sen onlara bir de benim gözümden baksan... Oğlum ben geçen seneye kadar dünyada gerçekten kötü bir insan olabileceğine inanmazdım ya.”
Burası aynen benim hayatımı anlatıyor.  Aşağıdaki yazıda fena değil.
“Bu bizim hayatımız bu bizim gerçeğimiz lan. Haliyle işte ben de herkese karşı önyargılıyım kardeşim gitti bitti işte oğlum. Etrafımda 3-5 tane adam kaldınız lan ben de o yüzden size sıkı sıkıya sarılıyorum işte. Kardeşim gözünü seveyim bak kendine dikkat et”

Yazının tamamı aşağıdaki gibidir:
Murat Cemcir: Olay Aşkın değil Ahmet'ciğim ya ben hâlâ saflığımdan gol yiyorum ya ona yanıyorum. Hacı abi öyle kolay değil işte ya. Ben bu hayatta çok çelme yedim Ahmet. Hem de en sevdiklerimden lan. Sıradan insanlar değil yani. Hani dönüp de böyle "Napıyosun lan sen napıyosun lan sen!" diyemeyeceğim kıyamayacağım insanlardı kardeşim. Ben bazen böyle kör olacak kadar çok seviyorum napim. Göremiyorum ki hiçbir şeyi. Karşımdaki canavarlar gözüme o kadar sevimli gözüküyorlar ki kardeşim. Sen onlara bir de benim gözümden baksan... Oğlum ben geçen seneye kadar dünyada gerçekten kötü bir insan olabileceğine inanmazdım ya. Yemin ediyorum bak. Ama işte gözümle gördüm, ikna oldum. Sen şahitsin. İnsan işte gerçekten kötü olabiliyormuş kardeşim. Sebep sonuç ilişkisi aramana gerek yok Ahmet. Olabiliyormuş. Aga, canımızı yakarlar kardeşim kendine dikkat et bak. Bunu yaparken de o kadar büyük zevk alırlar ki var ya. Sen ben dönüp orta hakeme bakmayız bile. Niye biliyor musun? Çünkü bizim için o apaçık penaltıdır. Ama onlar oynamaya devam ederler işte. Sen tevazu yaparsın, onlar gerçek zannederler. Sen, aman efendiliğimi bozmayayım onca yaşanmışlık var dersin, onlar pısıyorsun zannederler. Dedim ya kardeşim onlar için bu sadece bir oyun ya. Ama senin benim için öyle değil ki oğlum ya. Bu bizim hayatımız bu bizim gerçeğimiz lan. Haliyle işte ben de herkese karşı önyargılıyım kardeşim gitti bitti işte oğlum. Etrafımda 3-5 tane adam kaldınız lan ben de o yüzden size sıkı sıkıya sarılıyorum işte. Kardeşim gözünü seveyim bak kendine dikkat et Ahmet sen benim için çok değerlisin ya yemin ediyorum bak. Kardeşim diyorum oğlum daha ne diyeyim a. k. ya. Takma sen de kafana böyle şeyleri ya.

İşler Güçler 6. Bölüm Duygusal Konuşma Sahnesi izle

1 Temmuz 2012 Pazar

Hayata Dair ve Söz Vermek!

Uzun zaman oldu yazmayalı. İnsan başından geçen olayları, yaşadıklarını ve anılarını yazınca gerçekten rahatlıyormuş bunu anladım. Yakın zaman içerisinde iş yoğunluğumdan dolayı yazamadım aslında yazmak istiyordum bir türlü fırsat bulamadım ama dün yaşadıklarımdan sonra kendime zaman ayırıp yazmam gerektiğini fark ettim.  Sonuç olarak yazmasaydım büyük ihtimalle kendi kendime saçmalayıp duracaktım, boktan nedenleri kafama takacak olacaktım yani kısacası bok gibi bir hal içerisinde olacaktım.

Nedir beni bu kadar sıkıntıya sokan durum? Aslında bu durum o kadar basit gözükebilir ki ama benim için önemli sayılabilir.  Yakın zaman içerisinde bir blog kurmayı planlıyorduk. Hani biz öğrenciyiz ya kendimize ait bir şey olmasını istedik ve biz bir şeyler başardık bak demek için bir blog macerasına giriştik. 3 arkadaş ile bu işe başladık gerekli görev dağılımları yapıldı. Sözde herkesin kendi üzerine düşen görevi yapması gerekiyordu.  Sonuç olarak gruptaki kişiler üzerlerine düşen görevi yapmadıkları için bu işten vazgeçtik işte bu yüzden birkaç günden beri canım sıkkın.  Asıl canımı sıkan şey bu değil sonuç olarak ilk girişimimiz başarısız olabilirim. Olabiliriz. Önümüzde uzun yol ve başka insanlar var onlarla belki başarılı olabiliriz.

İnsanlara bildiğim her şeyi anlatmak için bir gün bir saat ayırıyorum üstelik onlara 2 gün öncesinden müsait misin diye soruyorum, konuyu benim anlattığım halde. Sonuç olarak onlardan “EVET” yanıtını alıyorum.  Sonuç olarak onlar bana bir söz vermiş oluyor.  Benim için verilen sözlerin ne kadar değerli olduğunu bilmedikleri için o sözleri diledikleri gibi iptal, diledikleri gibi erteliyorlar. “Hani ben andorid yapılı bir insanım ya, onların dedikleri hergün nette olurum, onlar paşa ya onur gelir hergün anlatır! Onur onların uşağı ya gelir bekler anlatır onlarda dinler sonra defolup gider. “ Mantığı ile hareket ettikleri için bu sözleri ertelerler ya da iptal ederler.  İşte bu sebepten dolayı blog işini bırakmaya karar verdim. Sonuç olarak ben bir şeylerden fedakarlık gösteriyorum, gerekirse ailemden işimden boş zamanlarımdan. Ama onlarında bu yapmasını istiyorum. Eğer ki karşımdaki kişi bunları yapmıyorsa ben o işte olamam sonuç olarak aynı haklara sahibiz.
Aslında bu söz olayı 2 haftadan beri devam ediyor. İş yaptığım arkadaşlarım sonuç olarak çok meşgul ve yaptığımız şeyi hobi olarak gördükleri için bir türlü hafta sonları vakit ayıramıyorlar.  Onur da salak ya her hafta sonu bunları bekler durur. Konu anlatacak ya sırf blogları için.  Yapacağı tüm işleri erteler, dışarı çıkmaz yeri geldiğinde, ailesiyle geçireceği zamanı onlara ayırır sırf anlatmak için. E birde onurun bu durumları önemsizdir ya onun bir ailesi yoktur. Dinlenmeye ihtiyacı yoktur. Tüm hafta boyunca çalışmıyordur ya sonuç olarak anlatabilir demi?  Birinci hafta olmadı ya ikinci hafta bekler onur ne olacak demi? İşi gücü yok nede olsa! 

İşte bu yüzden verilen sözlerin tutulmamasından, benimde bir hayatımın olduğunun farkına varılmamasından sıkıldım. İnsanların bana vermiş oldukları sözleri tutmamasından sıkıldım. Benim fikirlerime, bilgilerime göstermedikleri saygıdan sıkıldım. Benim kadar fedakar olmadıkları için sıkıldım…
Bana istediğini yap, hatta küfür bile et. Ama bana vermiş olduğun sözleri tut. Benim fikirlerime saygı duy. Benimde insan olduğumun farkına var…

Yazımı ufak bir sözle ve bir linkle bitirmek istiyorum.
Bizden istenilen bir şeyi yapıp yapamayacağımzı iyi düşünmeliyiz. Bir konu hakkında kendimize güvenmezsek kimseye bu konuda söz vermemeliyiz. Ama söz verdikse, ne yapıp onu yerine getirmeliyiz.


Neyse,
Adios! 

20 Haziran 2012 Çarşamba

Orada bir adwords ve sosyal medya uzmanı var uzakta...

Merhaba sayın blog efendi. Nasılsın? İyisin iyi. Uzun süreden beri yazmıyorum biliyorum kızgınsın biraz ama kusura bakma be işler güçler biraz yoğunumda o yüzden yazmıyorum yoksa neden yazmayayım. İşler güçler dediysem sevgili filan yapmadım çalıştığım yerde biraz bu aralar yoğunumda o yüzden. Gerçi sevgili yapsam bile sana devamlı yazarım eksik etmem yazılarımı senden.

Şimdi neler yazacağımdan bahsedeyim biraz. İlk bölümde okul hayatımdan, ikinci bölümde iş hayatımdan, üçüncü bölümde hedeflerimden ve son bölümde ise abzürt şeylerden bahsedebilirim. Yani şu anlık öyle düşünüyorum yazarken neler değişir bilemem.

Okul bitti sevgili günlük. Yani anlayacağın yaz tatiline girdik ama benimki fazla tatil sayılmaz okul bittiği gibi iş yerine geri döndüm ve çalışmaya başladım. Gerçi bunun böyle olması gerekiyor. Hatırlarsan okuduğum bölüm böteydi nam-ı diyar bilgisayar öğretmenliği buradan çıkıp öğrenci olmayacağım için bu yüzden kendimi geliştirmem hatta çok çok geliştirmem gerekiyor. Bunun içinde bu yaşta (gerçi çok gençmişim gibi 20 olduk.) kendimi geliştirerek ileride iyi bir yerde olabilirim. Kim bilir.

Bu aralar çalıştığım iş yerinde işler baya bir yoğun birkaç firmanın sosyal medya yönetimini yapıyoruz. Bir yandan ise sosyal medyadan haberler paylaştığımız bir blogumuz var onunla ilgilenmekteyim. Her ne kadar yorucu olsa da günler güzel geçiyor. Yol biraz uzun o biraz yorucu oluyor ama olsun “bir şeyler öğrenmek için ve kendine bir şeyler katmak için yollar sana engel olmamalı di mi Onur?” Derdin şimdi dilin olsa.

Geldik hedeflerim bölümüne. Biliyorum hedeflerimi dinlemekten sıkılmış olabilirsin haklısında sanırım bu dünyada en çok hedefe sahip insan olabilirim. Ama hiçbirini gerçekleştiremiyorum bunların tüm nedeni benim bunu da biliyorum. Bu yazı bitimine kadar adwords konusunda kendimi geliştireceğim. Bunu biliyordun zaten ama bunu kafaya koydum adwords sertifikası alacağım evet başaracağım! Derslere çalışmaya başladım. Pratik yaptıktan sonra sınava girip adwords sertifikalı, sosyal medya uzmanı olabilirim. Bir de iş yerindeki arkadaşım nam-ı diyar “zuzu” ile metin yazarlığı kursuna gitmeyi düşünüyoruz ama daha kararımızı vermedik yakın bir zamanda belki bu kursa da gidebiliriz. Yada aslında kursa gitmeye gerek yok bol bol kitap okursam sosyal medya da içerikleri ben yazabilirim. Aslında öyle de yapmalıyım bol bol kitap okuyup sosyal medya içeriklerini kendim üretebilirim. Evet evet öyle yapacağım! Nitekim adwords ve facebook reklamları oluştururken etkileyici cümlelerde kurmam gerekecek bunun içinde birkaç kitap okumam lazım en kısa sürede bu kitapları bulup alıp okuyacağım. Çünkü bunlar ileride çok işime yarayacak.

Abzürt şeyler hakkında paylaşacak bir şeyim yok la blog zaten bunları yazana kadar uykum geldi. He bu arada facebook’a bile borcum var biliyor musun? Yani facebookta istediğimi yapabilirim sittin sene hesabımı kapatamaz! Yaşasın!

Neyse konuları saptırmadan ben susayım. Kendine dikkat et anangile slm.

Adios,

30 Mayıs 2012 Çarşamba

google gibi sevgilim olsun istiyorum.

google gibi sevgilim olsun istiyorum, böyle her istediğimi bulan, farklı alternatifler sunan. mesela bir şey istediğimde anında getiren tıpki kendimi sanslı hissediyorum butonu gibi.
Arada da "bunu mu demek istedin?" ha diyebilecek işte o sevgili. kızacak yani.
google gibi sevgilim olsun istiyorum ha çok mu zor?